Zeynep, üniversiteye yeni başlamış, sosyal bilimler okumaya karar vermiş bir kızdı. Pandemi döneminin ardından okul online olarak devam ediyordu ve Zeynep, derslerine çevrimiçi katılmayı seviyordu. Ancak, zaman zaman çevrimiçi derslere katılmak zorlayıcı oluyordu çünkü bazen teknoloji sorunları ya da unutkanlıklar oluyordu. Bir gün, Zeynep için unutulmaz bir deneyim yaşandı.
O sabah, Zeynep yine bir derse katılmak üzere bilgisayarını açtı. Ders başlamadan önce birkaç dakika boyunca son hazırlıklarını yapıyordu. Ancak, dikkatini başka şeylere verirken bir anda dersi başlattı ve kamerasının açık olduğunu fark etmedi. Derste öğretmen ve arkadaşları Zeynep’in kamerasındaki görüntüye göz atarak, konuşmaları sırasında gülümsediler.
Zeynep, derse girmeye başlamadan önce birkaç dakika boyunca odaklanamamış ve kameranın açık olduğunu fark etmemişti. Ancak, öğretmeni ve arkadaşları, Zeynep’in ders sırasında keyifli ve rahat bir şekilde çalışmaya odaklanması konusunda olumsuz bir şey söylemediler. Aksine, derste herkes Zeynep’in pozitif enerjisini fark etmişti.
Bir süre sonra, Zeynep kamerasını fark etti ve biraz utanarak kapattı. Ama öğretmeni, bu durumun hiçbir sorun yaratmadığını, aslında derste herkesin biraz kişisel rahatlığa ihtiyacı olduğunu ve önemli olanın dersin içeriği olduğunu belirtti. Zeynep, öğretmeninin ve arkadaşlarının anlayışlı yaklaşımını takdir etti ve ders boyunca daha rahat bir şekilde katılım gösterdi.
Bu olay, Zeynep’e önemli bir ders verdi: bazen en zor anlarda bile, insanlar birbirini anlamak ve desteklemek konusunda çok daha duyarlı olabilirler. Zeynep, o gün sadece dersle değil, aynı zamanda sosyal etkileşimde de bir bağ kurmuş oldu. Herkesin birbirine saygı gösterdiği, anlayışlı olduğu bir ortamda, insanın kendisini rahatça ifade etmesi çok daha kolay hale gelir.
O günün sonunda, Zeynep’in ders notları kadar kalbinin de rahat olduğunu fark etti. Kamerası açık kalan anı, ona çok daha derin bir bağ kurma deneyimi kazandırmıştı.