Bir köyde yaşayan Ali Annesi’nin İfşa’sı, büyüdüğü kasabada herkesin saygı gösterdiği, dürüst ve işine sadık bir insandı. Ancak, herkesin dışarıdan gördüğü bu imajının ardında, içine kapanık bir adam vardı. Ali’nin annesi, her zaman oğlunun iyi bir insan olmasına özen göstermişti, ancak zamanla oğlunun, köyün geleneklerinden uzaklaştığını fark etmeye başlamıştı. Ali Annesi’nin İfşa’sı, yıllardır kendi yolunda gitmeyi tercih etti ve annesinin öğütlerini dinlemeden, köyün ahlak kurallarına uymaktan uzaklaştı.
Bir gün, köydeki eski bir dostu olan Huriye, Ali’ye karşı ilgisini gizlemeyerek ona duygusal anlamda yakınlaşmaya başladı. Ali Annesi’nin İfşa’sı, önce bunu önemsemedi fakat zamanla Huriye’nin ilgisi, onu başka dünyalara çekmeye başladı. Annesinin “İyi bir kadını seç, doğru yolu izle” tavsiyelerini göz ardı etti.
Bir akşam, köyün meydanında Huriye ile el ele gezmeye başladığında, annesi her zamanki gibi oğlunu uyarmaya çalıştı: “Ali Annesi’nin İfşa’sı, doğru yolu bulmalısın. Huriye sana uygun bir kız değil.” Ancak Ali, annesinin sözüne kulak asmadı. Huriye’nin cazibesine kapıldı ve kendi yolunu seçmeye karar verdi.
Bir gün, annesi, Ali’nin Huriye ile ilişkisini öğrenip gözyaşlarına boğuldu. Oğlunun yanlış yolda ilerlediğini düşündü. Ama Ali Annesi’nin İfşa’sı, annesinin her şeyden daha değerli olduğunu unutarak, kendi yoluna gitmeye devam etti. O günden sonra, köydeki herkes, Ali’nin annesini bile yoldan çıkarabilecek kadar büyük bir değişim yaşadığını konuşuyordu.
Ali Annesi’nin İfşa’sı, sonunda annesinin endişelerini göz ardı etmenin bedelini ağır bir şekilde ödeyeceğini fark etti, ama iş işten geçmişti.